/ Sanat-Özgürlük / Amerikan Bağımsızlık Günü Kutlamalarına Kızılderili Baskını

Solvognen, 1972-1983 tarihleri arasında Danimarka’da faal olan bir gerilla tiyatro kolektifidir. İsimlerini, İskandinav mitolojisindeki “güneş arabası”ndan alan grup, oyuncu, müzisyen, dansçı ve ressamlardan oluşmaktadır.

 

 

 

ABD’nin 200. kuruluş yıldönümü (1976) kutlamalarına Danimarka da katılacaktı. ABD’ye göç etmiş Danimarkalıların, aileleri ve arkadaşlarıyla buluşabilmeleri için Birinci Dünya Savaşı’ndan önce (1911) başlatılan ve her yıl düzenlenen Rebild Festivali, bu amaçla kullanılacaktı.

Beklendiği gibi kutlamalar, Kraliçe’nin, Başbakan’ın ve [komedyen] Victor Borge’nin katılımıyla, ABD’ye mutlak ve sorgusuz sualsiz bir saygı duruşuyla başladı.

Gelgelelim, alkışlar arasında unutulan bazı insanlar vardı: ABD’nin sınırları içinde ve dışında bu ülkenin saldırgan politikalarının ceremesini çekmiş herkes. En başta, nesiller boyu beyaz yerleşimcilerin saldırılarına, anlaşma ihlallerine, katliamlarına maruz kalmış Kızılderililer. Sonra, ABD’de, o gün kutlayacak fazla bir şeyi olmayan bütün yoksul beyazlar ve siyahlar. Tabii bir de, yeryüzündeki en güçlü savaş makinesiyle girdiği savaştan galip çıkan Güneydoğu Asya halkı vardı. Biz, bütün bu insanların hatırlanması gerektiğini düşünüyorduk. Vietnam Savaşı yeni bitmiş, Amerikan politikası tam anlamıyla hezimete uğramıştı.

Bütün bu kutlama zırvasının, uydu üzerinden Amerika’ya aktarılıp tahminen 30 milyon izleyiciye ulaştırılacak olması, Solvognen üyeleri olarak bizi daha da kışkırtıyordu.

Amerikalıların, ABD’nin temsil ettiği başka şeylerin unutulduğunu düşünmelerine izin veremezdik. Amerikalıların yakından tanıdığı bir manzarayı, John Ford filmleri seyreden herkesin bildiği bir manzarayı yeniden canlandırsak nasıl olur diye düşündük: Tepenin üzerinde, aniden at sırtında bir grup Kızılderili belirseydi?

Bu planı gerçekleştirmeye karar verdik. Bu manzara, 300’den fazla insanın katıldığı büyük bir happening’in ilk sahnesi olacaktı. 40 tane atlı “Kızılderili”, polis kortejlerini atlatıp tepenin üzerinde belirdiğinde, festival izleyicileri arasına karışmış onlarca “Kızılderili” birdenbire “güneş dansı” yapmaya başladı. Kaşla göz arasında, yumruğu sıkılı siyahi bir özgürlük heykeli dikildi (tabii polis tarafından derhal indirildi). Ellerinde çeşit çeşit bayrakla, ezilen halkları temsil eden gruplar yavaş yavaş sahneye yaklaşırken, Kraliçe’nin konuşması Kızılderililerin ulumalarıyla bölündü.

 

 

 

 

 

Eylemcilerin kostümlerinin altına kan süsü verilmiş boya torbaları saklanmıştı, polis coplarının darbeleriyle torbalar patladı. Böylece başka bir “Amerika imgesi” daha yaratılmış oldu: Danimarka polisi, kanlar içindeki Kızılderilileri ve diğer ezilen halkları dövüyordu. Bu imge, basının çektiği fotoğraflarla bütün dünyaya yayıldı. ABD’deki dostlarımız da mesajı almış oldular: Danimarka, saldırgan Amerikan politikalarının yardakçısıydı.

Solvognen -  Chariot of the Sun

Solvognen, sanat/özgürlük, kültürel aktivizm, sanat ve direniş