/ Pasajlar / İdeolojinin Maddi Örgütlenmesi

  

Hâkim bir sınıfın ideolojik yapısının filliyatta nasıl örgütlendiği üzerine bir inceleme: yani, teorik ya da ideolojik “cephe”nin idamesini, savunulmasını ve geliştirilmesini hedefleyen maddi örgütlenmenin incelenmesi. Bu örgütlenmenin en önemli ve dinamik parçası umumi basındır: yayınevleri (ki hem örtük hem de açık bir programları vardır ve belli bir eğilime bağlıdırlar); siyasi gazeteler; bilimsel, edebi, filolojik, popüler vs. her cinsten süreli yayın; mahallî bültenlere varıncaya dek her çeşit dergi. Böyle bir incelemenin ülke çapında yürütülmesi devasa bir çalışmayı gerektirirdi, onun için bir veya birkaç şehri konu alan bir dizi inceleme yapmak yerinde olur.

Basın bu ideolojik yapının en dinamik parçası olsa da tek parçası değildir. Kamuoyunu dolaylı ya da dolaysız biçimde etkileyen ya da etkileme kabiliyeti olan her şey bu yapıya aittir: kütüphaneler, okullar, her cinsten dernek veya kulüp, hatta sokakların mimarisi, düzeni ve adlarına kadar her şey. Örneğin Kilise’nin bu maddi ideoloji yapısında kendi payına düşen kısmı geliştirmek için durmaksızın ve azimle sarf ettiği gayreti incelemezseniz, bu kurumun modern toplumda hâlâ muhafaza ettiği konumu açıklayamazsınız.[1] Bu tür bir inceleme, ciddiyetle yürütüldüğü takdirde büyük önem taşıyacaktır. Böyle bir yapının yaşayan bir tarihsel modelini sunmanın yanı sıra, toplum üzerinde etkide bulunan güçler hakkında fikir yürütürken adımlarınızı daha ihtiyatla ve daha sağlam bir zeminde atmanızı sağlayacaktır. Yenilikçi bir sınıf, hâkim sınıfın bu aşılması zor siper ve tahkimat blokunun karşısına hangi araçları çıkarabilir? Kopuş ruhu, başka türlü söylersek, bilincin kendi tarihsel kişiliğini tedricen kazanması; kendini öncü sınıftan, potansiyel müttefiki olan sınıflara doğru yaymayı hedeflemesi gereken kopuş ruhu – bütün bunlar karmaşık bir ideolojik çalışmayı gerektirir ve bu çalışmanın ön koşulu, insan “kitlesi” unsurundan temizlenmesi gereken alana dair tam ve kesin bilgidir.

  

Media and Cultural Studies: Key Works içinde, (ed.) Meenakshi Gigi Durham ve Douglas Kellner (Oxford: Blackwell, 2006) s. 16.



[1] Gramsci 1916’da Torino’da bir Katolik kitabevinin vitrinindeki kitaplar hakkında şöyle yazacaktı: “Kültürel propagandalarıyla bu kadar gözle görülür sonuçlar elde edebilen papazlara hayranlık duyuyor ve gıpta ediyorum. Aslında ruhban sınıfının yavaş yavaş peyda ettiği bu düşünsel tıkanıklığa pek dikkat göstermiyoruz. Sanki bir yılanbalığı gibi, aksak bir ayak gibi sürünerek ilerleyen, kaygan, ele gelmez bir şey bu; lakin toplara Liège Kalesi’nin surlarından daha iyi mukavemet eden bir şilteye benziyor.”

Gramsci, pasajlar