Guggenheim’ın Abu Dhabi’de bir şube açmaya karar vermesi ve inşaatın başlamasından bu yana tartışmalar ve protestolar bitmek bilmiyor. Protestoların başını da 2011’de yerel ve uluslararası sanatçıların ve direnişçilerin birleşmesiyle oluşturulan Gulf Labor (Körfez Emeği) çekiyor. Grup daha önce de, Guggenheim’ı boykot etmişti. Hatta projenin mimarı Frank Gehry ortaya konan tepkiler karşısında günah çıkartırcasına açıklamalar yapmış[1] fakat pek ikna edici bulunmamıştı. Oluşum, geçtiğimiz günlerde “52 Weeks” (52 Hafta) adını verdikleri yeni bir kampanya daha başlattı. Tam bir yıl boyunca sürecek kampanyaya çok çeşitli ülke ve şehirlerden katılacak sanatçılar, yazarlar ve eylemciler, her hafta yeni bir iş üretecekler. Her iş, Abu Dhabi’de Guggenheim, Louvre ve Şeyh Zayed Ulusal Müzesi’nin inşasında çalışan göçmen işçilere istihdam sürecinde ve sonrasında yapılan insanlıkdışı muamelelere dikkat çekecek ya da bunu konu edinecek.
Venedik Bienali için yapılan bu afiş ilk haftanın işi oldu
Aslında Avrupa Parlementosu da insan hakları ihlalleri konusunda itirazlarda bulunmuştu. Ancak 2011’de Guggenheim Abu Dhabi’nin inşasını neredeyse durma noktasına getirenler politikacılar değil, boykota destek veren sanatçılar olmuştu. Sanatçıların tavrından çekinen proje yetkilileri koşulların denetlenmesi için “bağımsız” bir şirketle (PwC) anlaşmak zorunda kalmıştı. Ne var ki bu da yeterli olmadı ve geçtiğimiz Ağustos ayında, boykotun ardından “model” olarak kurulan bir şantiyede çıkan ve ayaklanmaya dönüşen kargaşada pek çok kişi yaralandı.[2] Guggenheim ise Mart ayından beri hiçbir resmi açıklama yapmıyor. Aşağıda Gulf Labor üyelerinden bazılarının görüşleri yer alıyor:
Walid Raad: “Eğer Guggenheim, Louvre ve TDIC (Turizm Yatırım ve Geliştirme Şirketi, Abu Dhabi) “yıldız mimarlar”a, mühendislik harikalarına ve iddialı sanat eserleri almaya harcadığı enerji ve parayı Saadiyat Adası’ndaki müzeleri inşa eden işçilerin haklarını güvence altına almaya harcamış olsaydı, ancak o zaman dünya sanatı adına gelmiş geçmiş en iyi altyapıyı kurdukları iddiası gerçek bir anlam ifade edebilirdi...”
Guy Mannes-Abbott: “Abu Dhabi’de dünya standartlarında bir kentsel altyapı üzerine kültür kurumları ve turistik tesisler inşa ediliyor ama ne hikmetse uygulanan metotlar gelişmemiş ülkelere ait: yenilir yutulur bir tarafı olmayan kinik bir tutum ve tam bir rezillik. Bu projeleri bizzat gerçekleştiren göçmen işçilerin katkılarının tanınmasını ve onlara değer verilmesini yalnızca Birleşik Arap Emirlikleri’nden beklemek doğru değil. ‘Zorunlu emek koşulları’nı yaratan bir tek onlar değil. Bu durumun sorumluları hem başka ülkelerde çalışmaya giden yurttaşlarını hiçe sayan ve kazandıkları dövizlere göz diken ülkeler, hem de Louvre ve Guggenheim gibi markalarla paketlenen çöküşe geçmiş Batılı kurumlar ve ayrıca Vinoly, Nouvel, Gehry, Foster gibi açgözlü mimarlardır. Oysa tüm sorumluluk Birleşik Arap Emirlikleri’ninmiş gibi bir hava var.”
Doris Bittar: “Görünüm aldatıcı. Abu Dhabi müzelerinin inşasında çalışan işçiler mavi üniformaları ve baretleri içinde derli toplu bir görüntü çiziyorlar. Oysa son derece önem verilen bu dış görünümün saklamaya çalıştığı, bu işçilerin 15 saatlik mesaiye zorlanmaları, pasaportlarına el konularak alıkonmaları, düşük ücretler ile kötü koşullara karşı birlik olup tepki koymalarının engellenmesi ve fiziksel bir zarara uğradıklarında yetersiz iş kanunları nedeniyle yetkili bir merci bulamamaları. Bazıları için işten ayrılmanın ve eve dönmenin tek yolu bir tabuta girmek.”
Bu protesto kampanyasına katılacak sanatçılardan bazıları şöyle: Doug Ashford, Yto Barrada, Doris Bittar, Sam Durant, Matthew Greco, Hans Haacke, Thomas Hirschhorn, Lynn Love, Guy Mannes-Abbott, Naeem Mohaiemen, Walid Raad, Oliver Ressler, Andrew Ross, Jayce Salloum, Ann Sappenfield, Gregory Sholette. [NÖ]
Kaynaklar:
http://hyperallergic.com/89929/52-weeks-of-art-and-human-rights-in-the-emirates/
http://gulflabor.org/