/ Dadanın 100. Yılı / Dada Dergisi

8/4/2016 / skopbülten

Dadacılar, Birinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan kıyımın ve yıkımın nedeni olarak gördükleri Avrupa uygarlığının çürümüş siyasal, düşünsel ve sanatsal geleneklerine karşı bir başkaldırı örgütlediler. Düzenledikleri gösterilerde kendilerini izleyenleri, yerleşik tüm formları ve formülleri sorgulamaya çağırdılar. Buna edebiyatın ve düşüncenin temeli olan dil de dahildi. Eskinin yerine yeni kanonlar ve formlar önermediler. Şaşırtma ve kışkırtma yöntemlerini teatral gösterilerde, parodilerde, gelip geçici etkinliklerde ortaya koymakta ısrar ettiler. Dada'yı kendinden önceki sanatsal hareketlerden ayırt eden unsurlardan biri buydu. Dolayısıyla, Dada'dan geriye kalan resimler, kolajlar, fotomontajlar, filmler ve şiirler Dada'ya özgü gelip geçiciliği yansıtmakta yetersiz kalırlar. Dada stratejilerinin çeşitliliğini bir nebze de olsa hissettiren, Dada suarelerinin ve gösterilerinin bir nevi kaydını tutan dergilerdi.[1]

Dada'nın kısa bir zaman zarfında, başta Paris, Berlin, Hannover ve Köln, Avrupa'nın birçok kentine yayılmasında önemli rol oynayacak unsurların başında dergiler gelir. Dergiler bu kentleri Dada'ya ve birbirlerine bağlar. Birinci Dünya Savaşı yılları ve sonrası, yeni fikirlerin yayılmasında dergi yayıncılığının adeta patlama yaptığı yıllardır. Bu aynı zamanda Dada'nın da başlayıp serpildiği döneme denk gelir. Ancak Dada dergileri 19. yüzyıldan başlayarak adeta kurumsallaşan haftalık ya da aylık sanat dergilerine benzemezler. Tam tersine, bunlara özgü yerleşik uygulamaları ihlal ederler. Yayınları belirli zaman dilimlerine sadık kalmaz. Kimi dergi tek sayılıktır; baştan öyle tasarlanır. Kimi derginin farklı sayıları başka başka başlıklarla, başka başka formatlarda yayınlanır. Bu stratejiler aynı zamanda savaş sonrasında sansürle baş etmenin bir yolu olarak kullanılır. Aynı dergi sayısının birden fazla edisyonu olduğu da vakidir. Mesela ciddi bir kâğıt sıkıntısından dolayı, Dada dergisi, ucuz, ince ve kimi zaman renkli kâğıda basılıyordu. Ama ayrıca, içinde özgün baskılar olan, numaralanmış de luxe edisyonları da yapılıyordu.

Yayınlanan çok sayıdaki Dada dergisi, en az Dada'nın kendisi kadar çeşitlilik barındırıyordu. 1920'lere gelindiğinde bu dergiler uluslararası bir ağ oluşturmuşlar, arka sayfalarındaki upuzun listelerde birbirlerini duyuruyorlardı.[2] Birçoğu az yapraklı olan dergiler, tipografik yenilikleri, üst üste baskı teknikleri, şaşırtıcı fotoğrafları, fotomontajları, metinle resmi karıştırma yöntemleriyle, 20. yüzyılın en çarpıcı ve yaratıcı görsel ürünleri arasındadır. Basılı sayfaya bakışı kökünden değiştirmekle kalmazlar, bazıları birer 'sanat eseri' olarak görülmeyi hak eder.[3]

 

 

Hans Arp, Tristan Tzara ve Hans Richter Zürih sokaklarında, 1917.

 

Temmuz 1917'de yayınlanmaya başlayan Dada dergisinin, Eylül 1921'e kadar sekiz sayısı (yedi nüsha) çıkar. Bunların ilk beşi Zürih'te, diğerleri de Şubat 1920'den itibaren Paris'te yayınlanır. Dolayısıyla, hareketin Zürih ve Paris dönemleri arasındaki köprüyü oluşturan, Koleksiyon Dada kitaplarıyla birlikte, Dada dergisidir.

Dada dergisinin adı, içeriği, formatı bir yıl önce yayınlanan Antoloji'de zaten belirlenmiştir. "Recuil littéraire et artistique" [edebiyat ve sanat dergisi] ibaresini taşıyan ilk iki sayı, tıpkı Antoloji'deki gibi, "Yeni Sanat"a, yani, ekspresyonizme, kübizme ve özellikle fütürizme özgü metinlerden ve resimlerden bir derlemedir. İkinci sayı, arka sayfasında, "Dada hareketi" başlığı altında o güne kadar çıkan yayınların listesini verir. Dolayısıyla Kabare Voltaire döneminin mirasını da dadalaştırır.

    

    

 

     

Dada'nın 1. ve 2. sayısının kapakları ve ilkinde Arp'ın bir deseni, ikincisinde Kandinski'nin bir suluboyası. Derginin bu ilk iki sayısında metinler ve resimler ayrı sayfalara yerleştirilmişti ve sayfa düzeninde denemelere henüz girişilmemişti.

 

Aralık 1918'de çıkan 3. sayı ise bir hamle sayılır. En önemli değişiklik, editörünün Tristan Tzara olarak ilan edilmesidir. Tzara bu sayıyla birlikte "Yeni Sanat" akımlarını eleştirmeye başlayarak Dada'yı bunlardan ayırır. O zamana kadar takdirle andığı kübizmin ve fütürizmin, "forma dayalı fikirlerin bir akademisi ya da laboratuvarı" olduğunu açıklar. Aynı sayıda, bir bakıma hareketi damgalayacak olan Tzara'nın kendi "Dada Manifestosu" da yayınlanır: "DADANIN HİÇBİR ANLAMI YOKTUR." Gayet becerikli bir iletişim ve markalandırma ustası olan Tzara, böylece Ball'un icadı olan "dada" ibaresini kendine mal etmeyi başarır. Derginin formatı da değişir; grafiğinde içeriğine uygun denemelere girişilir. Türlü yazı karakteri bir arada kullanılır; satırlar farklı yönlere bakar; hatta kimisi sayfaya çapraz yerleştirilir; yazılarla görsellerin birbirine karıştığı, hatta duyuruların bile bunların arasına katıldığı sayfa düzenleri denenir. Bundan böyle, dergi, bir yayın olmaktan öte, Dada'yı çağdaşı olan akımlardan ayırt eden, ona özgün bir kimlik kazandıran ve Dada enternasyonalini örgütleyen başlı başına bir hareket haline gelir. Dada dergilerinin tarihini inceleyen Emily Hage'in ifadesiyle, bir "strateji" oluşturur.[4]

Dada'nın 3. sayısının çarpıcı bir özelliği de, Tzara'nın gizlice iki farklı versiyonunu yayınlamış olması. Tzara, baştan beri Dada'ya dahil olan genç Alman sanatçıların ve yazarların bu sayıya katkılarını iki sayfaya toplayıp, Fransa'da dağıtılacak nüshalardan bu sayfaları çıkarır. Yerlerine, kendisinin, Philippe Soupault gibi Fransız şairlerin ve İtalyan fütüristlerin yazılarını yerleştirir. Böylelikle, Fransız milliyetçiliğinin tavan yaptığı ve Almanlara karşı gayet sert bir sansür uygulandığı savaş ertesi ortamında Dada dergisinin özellikle Paris'te yayılmasını ve okunmasını sağlar. Ve, bir yıl sonra Paris'e taşındığında buranın sanat çevrelerinde kabul görmenin ve ün yapmanın yolunu kendisine açar. İki farklı içerikle yayınlanan bu Dada sayısı epeyce kafa karışıklığı yarattıktan sonra, durum ancak 1975'te bir araştırmacı tarafından açıklığa kavuşturulur.[5]

 

      

 

     

Dada'nın 3. sayısının kapağı; ilk sayfasında Tzara'nın "Dada Manifestosu"; 4. sayfada Hans Arp ve Arthur Segal'in desenleri ve Pierre Reverdy'nin şiiri; 14. sayfada Tzara'nın şiirleri ve Marcel Janco'nun deseni.

 

Dada'nın Zürih'te çıkan son 4-5. sayısı Anthologie Dada (Mayıs 1919), 3. sayıdaki stratejiye uygun olarak, önceki "yeni sanatçılar" yerine, ilerde sürrealizmin liderleri olacak, Littérature dergisinin editörleri André Breton, Philippe Soupoult, Louis Aragon gibi sanatçılara açılır.[6] Litterature'ün genç editörleri bir süre sonra Paris'i kasıp kavuracak Dada hareketine kapılacaklar ve 1920'ye gelindiğinde dergileri bir Dada yayını haline gelecekti. Ama 4-5. sayının asıl yeniliği, Francis Picabia ile Walter Serner'in katkılarıyla, eskiye göre daha nihilist ve alaycı bir üslubun benimsenmesi olur. Bu sıralarda Picabia 391, Serner ise Sirius adlı kendi dergilerini Zürih'te çıkarıyorlardı. Picabia, dadacılarla buradaki ilk buluşmasında otel odasındaki çalar saati yere fırlatıp kırar; her zamanki gibi, makinelerden ve teknolojiden hıncını alır. İsviçre'nin dakiklik, kusursuzluk, akılcılık gibi niteliklerinin bu en bilinen simgesini alaşağı eder. Sonra parçaları mürekkebe batırarak kağıda basar.[7] Editörlüğüne de katkıda bulunduğu Dada'nın 4-5. sayısının baş sayfasında Picabia'nın saat dişlileriyle oluşturduğu deseni yer alır. İç sayfalarda pembe kağıda basılı başka bir deseni ise Dada'yı tarihselleştirme yönünde ilk çabalardan biridir. Picabia, Dada Hareketi'ni, çalar saati ya da saatli bombayı çağrıştıran bir mekanizma olarak betimler. Bu aynı zamanda seçici bir sanat tarihi şeması önerir. Ingres'le başlayan sanatçılar, besteciler ve yazarlar silsilesi, çağdaş avangardın temsilcilerine erişir. Saatin kadranında ise 12 dadacı yer alır.[8] 1916 sonlarında Dada'ya dahil olan Serner ise Dada'nın en nihilist metinlerini ve manifestolarını yazmıştı. Onun Zürih'teki son suarede okuduğu manifestosu "Son Çözülme" de Dada'nın bu sayısında çıkar.

 

     

 

   

Kapağında 'Anthologie Dada' ibaresiyle ve Arp'ın bir deseniyle çıkan bu sayının baş sayfasında Picabia'nın bir deseni yer alıyordu. 2. sayfada yine Picabia'nın "Mouvement Dada"sı pembe kağıda basılmıştı; 7. sayfada ise Selner'in bir şiirine Augusto Giacometti'nin eseri eşlik ediyordu.

 

Tzara 1920 yılı başında Paris'e geçtiğinde artık gayet iyi tanınmaktadır. Dada dergisinin son üç sayısı birbirlerinden farklı başlıklarla ve formatlarla Picabia'nın Paris'teki dairesinden yayınlanır. Hemen o sıra, Şubat 1920'de yayınlanan 6. sayı, Bulletin Dada, gazete formatına geçer. Amaç, yayın tasarımlarında da aykırı bir grafik bulmak ve sürrealizmi kuracak kadronun çıkardığı Littérature dergisine fark atmaktır. Bulletin Dada da Dada'nın örgütlenmesinde bir adım atar ve değişik değişik kentlerden 76 sanatçıyı "Dada başkanı" ilan eder. Listedekilerin bir çoğunun Dada'yla olan ilişkileri kuşkulu da olsa, bu 'reklam', Dada'nın dünya çapında örgütlü olduğunu göstermek bakımından etki uyandırır.

 

    

  Gazete formatındaki dört sayfalık Bulletin Dada'nın ilk ve son sayfaları.

 

7. sayı öncekinden bir ay sonra yayınlanır: Dadaphone. Adının ötesinde, Dadaphone'daki yenilik, Christian Schad'ın kamera kullanmadan ürettiği fotoğraflarını tanıtmasıdır. Çerden, çöpten oluşan malzemelerin, hassas fotoğraf kağıdı üzerine konmasıyla elde edilen bu "Schadograf"lar, Man Ray'in rayogramlarını hatırlatır ve soyut fotoğrafın en erken örnekleri sayılır.[9] Schadograf dışında, bu sayıdaki yegâne illüstrasyon, Parisli dadacıların yazılarına ve şiirlerine eşlik eden küçük portreleridir.

 

   

  Dadaphone'un kapağında Picaba'nın deseni; 6. sayfasında Schad, Draule, Aragon ve Picabia'nın katkıları.

 

 

  Christian Schad, Schadograf Nr. 8, 1919.

 

Eylül 1921'de yayınlanan 8. ve son sayı da bambaşka bir başlıkla yayınlanır. Üstelik Fransızca ve Almanca: Dada/Au Grand Air - Der Sänger Krieg in Tirol. Dergideki metinler de yazarının diline göre kâh Fransızca, kâh Almancadır. Kapakta Max Ernst'in bir kolajı vardır. Ernst hemen bu sıralarda Dada'ya katılır. İçerdeki şiir ve bildirilerin çoğu Ernst, Eluard, Soupoult, G.Ribemont-Dessaignes, Théodore Fraenkel gibi sürrealistlere aittir. Dada'nın kurucularından yalnızca Arp ve Tzara'nın imzalarını görürüz. Dada ve birkaç yıl sonra ilan edilecek sürrealizm birbirlerine kaynamış sayılır. (NAA & AA)

 

   

Dada derginin son sayısının başlığı iki dilde bir kelime oyunu.

 

*

 

 

 

Tristan Tzara

Zürih Kroniği

 

Temmuz 1917

Esrarengiz yaratı! sihirli tabanca! DADA HAREKETİ faaliyete geçti.

 

Temmuz 1917

DADA 1

edebiyat ve sanat dergisi çıktı.

Arp, Lüthy, Moscardelli, Savinio, Janco, Tzara, Meriano. Uzun süren zulmün ardından, bilgelik şifa veren sanatta istirahate çekilir: sayfaların sinir zayıflığı, inceLİklilEr diye adlandırılan ressamların termometreleri.

 

Aralık 1918

DADA 3

Fiyatı: 1,50 frank; de luxe edisyonu: 20 frank

Özgürlükte özgürlüğüne kavuşturulmuş düzen kısıtlanmış döner hareket arayışında 'benden önce insan var olup olmadığını bilmek bile istemiyorum' Çok yaşa Descartes çok yaşa Picabia, anti–ressam New York'tan henüz geldi büyük duygu makinesi kontrol çok yaşa dada Dschouang-Dsi ilk Dadaist kahrolsun ezgi kAhrolsun gelecek (Reverdy, Raimondi, Hardekopf, Huelsenbeck, Picabia, Prampolini, Birot, Soupault, Arp, Segal, Sbarbaro, Janco, Richter, Dermée, Huidobro, Savino, Tzara katkıda bulunanlardı). İmha edelim iyi olalım yeni bir yerçekimi gücü yaratalım HAYIR=EVET Dada'nın hiçbir anlamı yoktur hayat Kim? Böcek kataloğu / Arp'ın ahşap baskıları / her sayfa bir yeniden diriliş her göz kübizm ve fütürizmle gözü pek-aşağıya atlayış her cümle bir otomobil kornası cayırtısı birleşelim birleşelim arkadaşlar ve meslektaşlar sonsuzluk leğenindeki burjuva salatasının tadı tuzu yok ve ben sağduyudan nefret ediyorum.

Bu noktada araya girer / şapkalar çıkarılsın!:

Novissima d anzatrice

Dr. W. Serner CAZİBE!

kendi gözleriyle gördü ve tahtakurularını iyilik kontlarının omurilik zarları arasında ezdi.

Fakat mekanizma dönmekte

dön dön Baedeker tarihin gece ayinleri

saatlerin dişlerini fırçala

ilerleyin beyler

eczacılığa ait bilmeceleri gürültü çözer.

 

Mayıs 1919

En son yenilik

ANTHOLOGIE DADA (DADA 4-5)

Fiyatı: 4 frank; de luxe edisyonu: 20 frank

Çalar saat havai fişekler Picabia, pil Picabia Tzara çınlıyor takvim 3 kolay oyun Cockteau ebe hakkında not şiir Yerküre Giacometti Reverdy 199 Yerküre Gürültü patırtı Radiguet üçgen facia p. a. Birot. Hausmann son çıkan yeni sihir TNT Arp Aa 24 Arp bölümler halinde çirişotu sünnet derisi baykuş taksi şöförü G. Ribemont-Dessaignes<rastgele sözcükler rahibin işini gören Gabrielle Buffet MAM balık yetiştirme havuzu bağışları toplayan dada süvari eri André Breton Chirico Dada heykelini boylu boyunca serer Louis Aragon sokakları icat eder Ph. Soupault Eggeling Richter şirin kuş davul Huelsenbeck, ihtişam Hardekopf ve serner-SERNER-ser servis eder telgrafı Sanat öldü v.s. Renkötesi dengesizlik keyfi için farklı renklerin açılışını yapın ve kamufle edilmiş hislerin taşınabilir sirk velodromu anti-sanat örmek beş para etmez noksansız cesaret en son kozmopolit çeşitlemelere göre farklılıkları farklı yöne çekmek.[10]

 

 

 

Hans Richter

Dada'ya Karşı, Dadasız, Dada İçin                                                                          

Dada 4-5, Mayıs 1919

 

?!Dada!! - Ona dahil olan kimse var mı? -

Ah, evet, biz varız.

Herhangi tür bir dayanışmaya karşı inançsızlığımızı sizin 'toplum düzeninize' (ah devlet!), sizin sözümona 'cemaatinize' borçluyuz ... bu öyle bir toplum ki, kendimizi ondan olabildiğince ayrı tutmaya bizi zorluyor ve aynı zamanda aytaşı renkli Dada'nın gerisindeki itici gücü oluşturuyor.

Onlara karşı çıkarak üstlendiğimiz görev 'bir şeye aidiyet'in önemine inanmak hataydı. Kabahat kendimizde.

Bizim dayanışmamız (kendini üstün gören gruplarınkinden farklı olarak) biraz hazin veya zalim bir çaresizliğin asit banyosuna batmış durumda ... hakiki durum bu ... ve gruptan, Dada gazetesi hareketinden tamamen ayrı. Bir dünya görüşü edinmenin olağan yolu, kendi kemiklerini ve bağırsaklarını havaya atıp tutarak oynamak.

Şu beyler DA ... orada ... hareket halinde DA ... DADA bu ... ruhun öngörülemez olan karşısındaki savunma vasıtası ...

Bir ezginin kıvrımları üzerinde süzülüyoruz ve temposuna uyup salınmaya bayılıyoruz, bir ileri bir geri, geniş ve uzun ve ritme uygun ya da siyasete (ah güzel ciddiyet - sürekli değişen yüz ifadelerine benzersiz hayranlık).

Umst, Umst (?) hiç bir zaman orada değildi, orada olması mümkün değildi. O Dada. O yıldızlar kadar berrak ve gece uykuya dalarken görünür bana -Ah fazla-tavizkâr Dada! Kurumlar parmaklıkların arasından izlerken, işler bizim için kötüye gidiyor (Dada'nın şanı yürüsün).

Mucize üzerine düşünelim! Dada? - Dada! ... Her mahvoluşumuzun ardından, geri sıçrayıp kendimize gelmeye çalışıyoruz, kolay hazmedilen salatadan tren biletleri üretiyoruz ve son anda verilen yanıt niyetine, ruhun tüm yolculuklarının düzensiz çarpıntılarıyla bir ezgi besteliyoruz.

Sorayım size mutlu olmak istiyor musunuz?

Tamam öyleyse, fakat gerçekten istiyor musunuz, kimseden çalmaksızın? Alın bu karışımı (salata, demiryolu, yanıt - haydi canım, zaten biliyorsunuz!)

Eğer bunun yerine mucizeyi tercih ediyorsanız - Görmek istiyor musunuz? Mucizeyi kiraya veriyoruz. Sadece (bizi bağışlayın) 'ciddiyetinizden' biraz fazlasını talep ediyoruz (alkışlar). Yanlışa düşmeyin! Bu 'ciddiyet' sayesinde yapılacak şey çok: iş, savaş, çocuk, zulüm. Başka ne? Tzara Dada, talimde mucize yaratamıyor (bizde de üstünlük duygusu yok); tasmanın kayışı elindeymiş gibi değil - eğer öyle olsaydı mucizeler kendilerine şaşardı - fakat orada, mucize olmayan ne varsa fırlatıp atıyor, ne de olsa çöpün dışarıya çıkarılması gerektiğine dair saygıdeğer yollarla oluşmuş bir kanaate sahip, öyle ki, mucize onunla bir tür kişisel ilişkiden kaçınamıyor (ah, en sevgili bulut-dövücüsü).

Dada'ya lanet olsun. (Size formülü vereceğiz) yolumuzu kestiği için, mucizeyle doğrudan ilişki kurmamızı engellediği için Dada'ya lanet olsun. Bir an için ... gelmesi beklenene, zaten doğmuş olana inançsızlık. Serner'in çiçek soğanı gibi kafası beynin tam olgunluğa ermiş dölyatağının içinde, artan umutsuzluğuyla deldiği irin dolu balonun içinde. Hileye karşı, irine karşı kendinizi şeref sözüyle dünya görüşü sigorta şirketiyle sağlama alın. Aksi halde, içinizde ne varsa fark ettirmeden patlak verir. Bu noktada, hareketin orta yerinde, hareketin tam içinde, işe yaramayayım ve sonra sıvışıp onunla uzaklaşayım.

Kuşku duymaya gerek yok! Size uyan ve bedeli ne olursa olsun onaylamamanız gereken şey konusunda bir fikir oluşturmanızı kolaylaştıran bir şey en sonunda mutlaka başarıya ulaşmalı.

Ucuz! Kader bizi öylesine ucuza satın aldı ki şimdi güzel haklarımızla faizini ödüyoruz (Yaşasın!) Ayakta durmayı size pahalıya ödeteceğiz.[11]

 

 

 

Francis Picabia

Yamyam Manifestosu

Dadaphone, Mart 1920

 

Hepiniz sanık sandalyesindesiniz: Ayağa kalkın! Sizinle ancak ayakta durduğunuz zaman konuşulabilir.

Marseillaise’i, Rus ulusal marşını ya da God Save the King’i dinliyormuş gibi ayağa kalkın.

Karşınızda bayrak varmış gibi kalkın.

Ya da yaşam anlamına gelen ve sizi hep pahalı olan ne varsa sırf snobluk olsun diye sevmekle suçlayan DADA’nın karşısındaymış gibi ayağa kalkın.

Hepiniz tekrar oturdunuz ha? Daha iyi, o zaman beni daha dikkatle dinleyeceksiniz.

Ne yapıyorsunuz burada, ciddi kabuklu hayvanlar gibi sıkış tıkış bir halde – ciddisiniz değil mi?

Ciddi, ciddi, ölümüne ciddi. Ölüm ciddi bir meseledir di mi?

Ya kahraman ya da gerzek olarak ölünür, ikisi de aynı şey. Gündelik bir değerden daha fazla değeri olan tek sözcük ölüm sözcüğüdür. Ölümü seversiniz siz – başkalarının ölümünü.

Öldürün! Gebertin! Zıbartın!

Ölmeyen tek şey paradır, biraz uzaklaşır o kadar!

Ona saygı duyulur, o ciddi bir şahsiyettir.

Tanrı odur! Para, tüm aileler onun önünde diz çökerler.

Yaşasın para! – Çok yaşasın! Parası olan adam, saygıdeğer bir adamdır.

Saygınlık alınıp satılabilir – göt gibi. Göt, yaşamı kızarmış patates gibi temsil ediyor

ve hepiniz bu ciddiyetinizle tezek gibi kokuyorsunuz.

DADA’ya gelince, o kokmaz; o bir anlam taşımaz, hiçbir anlam taşımaz.

DADA sizin umutlarınız gibidir: hiç.

cennetiniz gibidir: hiç.

putlarınız gibidir: hiç.

siyasal önderleriniz gibidir: hiç.

kahramanlarınız gibidir: hiç.

dinleriniz gibidir: hiç.

Islık çalın, haykırın, dişlerimi kırın – ya sonra?

Aptal öküzler gibi olduğunuzu her zaman söyleyeceğim, ben ve arkadaşlarım üç ay içinde birkaç franka size resimlerimizi satacağız.[12]


 

 

 

Çeviriler: Nur Altınyıldız Artun & Mustafa Tüzel

 



[1] Timothy Shipe, "Dada Periodicals at Iowa" Books at Iowa, 46 (1987) s. 38-39. http://ir.uiowa.edu/cgi/viewcontent.cgi?article=1137&context=bai(Erişim: 29 Mart 2016).

[2] Dawn Ades, "Introduction", The Dada Reader, A Critical Anthology içinde, der. Dawn Ades (Chicago: University of Chicago Press, 2006) s. 12.

[3] Timothy Shipe, Dada'nın 3. sayısıyla birlikte, bu dergilerin kendilerini "avangard sanat eseri (ya da anti-sanat)" kategorisine koyuyor. Ona göre bunlar neredeyse nadir eserler çünkü savaş sırasındaki yokluk dolayısıyla en kötü cins asitli kağıda basılmışlar ve hızla yok oluyorlar, a.g.e., s. 40 ve 55. En geniş Dada dergisi koleksiyonu Iowa Üniversitesi'nin arşivinde bulunuyor ve bunlara internet üzerinden ulaşılabiliyor: http://sdrc.lib.uiowa.edu/dada/collection.html

[4] Emily Hage, "The Magazine as Strategy. Tristan Tzara's Dada and the Seminal Role of Dada Art Journals in the Dada Movement", The Journal of Modern Periodical Studies, cilt. 2, sayı 1 (2011) s. 33-53.

[5] Lionel A. Biron, "The Secret French and German Editions of Tristan Tzara's Dada 3", aktaran Timothy Shipe, a.g.e., s. 42-43.

[6] Örneğin, Mayıs 1920 sayısı o yılki üç Dada suaresinde okunan manifestolara ayrılır. Timothy Shipe, a.g.e. s. 43.

[7] Leah Dickerman, "Zurich", Dada içinde, der. Leah Dickerman (Washington: National Gallery of Art, 2005) s. 40.

[8] Anna Umland & Adrian Sudhalter (der.), Dada in the Collection of the Museum of Modern Art (New York: MoMA, 2008) s. 237-240.

[9] Dawn Ades, a.g.e., s. 19.

[10] Rudolf Kuenzli (der.), Dada (Londra: Phaidon, 2006) s. 202-203.

[11] Hans Richter, "Against Without For Dada", The Dada Reader, A Critical Anthology içinde, der. Dawn Ades  (Chicago: University of Chicago Press, 2006) s. 48-49.

[12] Çeviren Mustafa Tüzel, Sanat Manifestoları, Avangard Sanat ve Direniş içinde, der. Ali Artun (İstanbul: İletişim, 2010), s. 150-152. “Yamyam Manifestosu” 1920 yılı Mart ayında André Breton tarafından Théâtre de la Maison de l’Ouvre’da okunur ve büyük bir skandala yola açar. Alaya alınan izleyici, çürük domates, yumurta, hatta kokuşmuş et fırlatarak sahneye saldırır. Dada'nın Paris’te tanınmasında, bu mekânda düzenlenen ve Breton ile Tzara gibi başka sanatçıların da manifestolarının veya şiirlerinin okunduğu suareler en önemli rolü oynar. Ertesi yıl Picabia Cannibale [Yamyam] dergisini çıkarır.

Dada'nın 100. Yılı