Bruno Taut, Ernst Egli ve Margarete Schütte-Lihotzky

15/10/2019 / skopduyuru

Bruno Taut, Ankara Cebeci Ortaokulu, 1938-39 

 

"From Germany to Japan and Turkey: Modernity, Locality, and Bruno Taut’s Trans-national Details from 1933 to 19381", Burak Erdim

Bruno Taut (1880-1938), “Milliyetçi mimarinin her türlüsü kötüdür, ama iyi mimarinin her türlüsü millîdir” şiarıyla, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’ndeki öğrencilerine, mimarlıktaki Millî ve Uluslararası üslupların biçimsel kaygılarına yönelik eleştirel tavrını ifade etmişti. Bu ifade ayrıca, aynı ölçüde aşikâr olmamakla birlikte, 1930’ların sonu ile 1940’ların başında yeni ulus-devletlerin hem modernleştirici hem de millîleştirici bağlamları içerisinde yerin ve kültürün kendine has özelliklerine dikkat çekmeye başlayan modern mimarların yüz yüze olduğu ikilemi barındırıyordu. Bir yandan paternalist devletlerin homojenleştirici gündemlerine, öte yandan uluslararası üslupların kapitalist ve emperyalist alt-metinlerine direnmeye çalışan Taut, hem bölgesel hem de ulus-aşırı unsurlar taşıyan bir mimarlık programı tasarlamıştır.

Yazının tamamını okumak için bkz. Modernity, Locality, and Bruno Taut’s Trans-national Details

  

"Homemaker or professional? Girls’ schools designed by Ernst Egli and Margarete Schütte-Lihotzky in Ankara, 1930-1938", Kıvanç Kılınç

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında modern mimarlık, burjuva ev idealinin temsilinde etkin bir araç haline geldi. Yeni Türk ailesinin en önemli unsuru, millî çerçevede inşa edilmiş  “Cumhuriyet kadını” imgesiydi. Bu yazı, Ernst Egli’nin İsmet Paşa Kız Enstitüsü (1930) ile Ankara Kız Lisesi (1936) binalarını, Margarete Schütte-Lihotzky’nin ikincisi için hazırladığı inşa edilmemiş ek bina projesiyle (1938) karşılaştırarak inceliyor ve kız meslek okulları ile kız liselerinin, bu idealleştirilmiş imgenin oluşturulmasında hayli farklı roller oynadığını öne sürüyor. Bu çeşitlilik sayesinde Türkiye’deki yönetici elitler, kadınları ekonomik aktörler olarak kategorize ederken, sınıf temelli ve mekânsal olarak kurgulanmış bir yaklaşımı esas aldılar: “kadın sanatları” olarak adlandırılan uğraşlardan birinde uzmanlaşan aydınlanmış ev kadınları ile, kamu hayatına katılan meslek sahibi üst sınıf kadınlar. Yazıda ayrıca, bu sınıflandırma sayesinde Schütte-Lihotzky’nin Ankara’daki okul için hazırladığı ek bina tasarımında Weimar Almanyasındaki erken kariyerine damgasını vuran “yeniden evcilleştirme” meselesini yeniden işleme fırsatı bulduğu öne sürülüyor.

Yazının tamamını okumak için bkz. Homemaker or professional?